top of page

YETİŞKİN BİREYLERDE PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK

YETİŞKİN BİREYLERDE PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK

 

Psikolojik Sağlamlık, Pozitif Psikolojinin bir olgusu; esneklik, dayanıklılık ve yılmazlık anlamlarına da gelmektedir.  Öncelikle bir  özgeçmiş taraması yaparak daha iyi anlayabiliriz. Gerçekten sevdiğiniz birini kaybettiyseniz, daha önce kalbiniz kırıldıysa, zorlu bir boşanma süreciyle mücadele ettiyseniz veya sadakatsizlik kurbanı olduysanız, eğer bir doğal afet yaşadıysanız, zorbalığa uğradıysanız, daha önce kürtaj yaptırdıysanız ya da kısırlıkla mücadele ettiyseniz, siz veya sevdiğiniz biri zihinsel hastalık, bunama herhangi bir fiziksel bozukluk veya intihar ile baş etmek zorunda kaldıysanız….  Zorluk ayrımcılık yapmaz. Eğer hayattaysanız zor zamanlarla başa çıkmak zorunda kalacaksınız ya da çoktan başa çıkmak zorunda kaldınız. Kırılganlığını gösterebilmek bir cesarettir.

Psikolojik Sağlamlık olgusu ülkemizde 1990lardan itibaren önemli hale gelmeye başladı. pandemide ise tüm uzmanların üzerinde durduğu bir kavram haline geldi. Tanımı olumsuz durumlarla baş edebilme, yeniden toparlanabilme gücü olan (psikolojik sağlamlık) Londra’dan Sivrialan’a uzanan bir hikaye ile anlatayım.

Aynı zaman diliminde fakat farklı ülkelerde dünyaya gelen Charlie Chaplin ve Aşık Veysel. Kendi alanlarında bir deha ve usta olarak nitelendirilen iki kişi. Aşık Veysel; Aşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden, şair, besteci, türkü ve saz ustası. Charlie Chaplin; komedi sinemasına yepyeni bir soluk getiren oyuncu, yazar, besteci, yapımcı ve senarist. Londra’nın fakir bir bölgesinden Sivas’ın Şarkış’la ilçesindeki Sivrialan köyüne uzanan bir hikâye.

Birbirinden bu kadar farklı alanlarda usta olan bu iki ismin çok önemli bir ortak özelliği vardır. Her ikisi de zorlu çocukluk yılları yaşamış ve yaşamlarının belli dönemlerinde baş etmeleri gereken olaylarla karşılaşmışlardır.

Charlie Chaplin, ruhsal problemleri olan anneye ve alkolik olan bir babaya sahipti. Anne ve babası müzikhollerde ve çeşitli tiyatrolarda çalışan kişilerdi. Yıllar içerisinde Charlie Chaplin anne ve babasından ayrılmak zorunda kalmış ve bakımevinde yaşamını sürdürmüştü. Bu süreçte güç zamanlar geçirmişti. Zor koşullar altında yolculuk yaparak gittiği Amerika’da komedi kariyerine adım atmıştı.

Aşık Veysel, yoksul bir ailenin çocuğuydu. İki kız kardeşini de çiçek hastalığında kaybeden Aşık Veysel yıllar sonra kendisi de çiçek hastalığından iki gözünü de kaybetmişti. Ardından ilk eşi tarafından terkedilmişti. Babasının aldığı ve onu oyalayacağını düşündüğü bağlama, Aşık Veysel’in yaşamını belirlediği şairler gecesine katılmasına vesile olmuştu. Kariyerinin ilk dönüm noktasını burada yaşamıştı.

İki ustanın da hikâyelerini ayrıntılı olarak gözden geçirdiğimizde, günlük yaşamda bireylerin karşılaşabileceği problemlerden çok daha fazlasını yaşamış olduğunu fark etmemiz olasıdır. Peki bu iki usta tüm bu yaşadıkları olumsuzluklara rağmen nasıl hayatta kalabilmişlerdi? Nasıl bu kadar güçlü olabilmişlerdi? Nasıl yaşamlarındaki bu olaylar onların pes etmelerine ve daha kötü olmalarına neden olamadı? Niçin bazı insanlar yaşadıkları travmaların etkileri ile daha kolay baş edebiliyor? Yukarıdaki sorular düşünüldüğünde hem Aşık Veysel’in hem de Charlie Chaplin’in psikolojik olarak sağlam olduklarını söylemek mümkündür. Psikolojik sağlamlık temel olarak, yaşam içerisinde karşılaşılabilecek güç durumlarda, olumlu sonuç elde ederek yaşamına devam etmek olarak tanımlanabilmektedir. Psikolojik olarak sağlam olan kişiler, güç durumlara daha iyi uyum sağlayan bireylerdir.

Hayatlarında karşılaştıkları zorlukları sağlıklı aşan insanların hayat öykülerini dinledikçe sizlerin de akıllarına şu sorular geliyor mu?

 Başkaları sorunlarına rağmen mutlu iken ben neden yapamıyorum,

 Niçin bazıları bana göre daha dayanıklı?  Bu soruların toplamı bize psikolojik sağlamlık kavramını işaret etmektedir. Psikolojik sağlamlık kavramına yönelik ilginin artmasında bu soruların önemli bir etkisi vardır.

Bu insanların başlarına kötü bir şey geldiğinde, üzüldüklerinde ya da travmatize olduklarında sallanırlar ama düşmezler. Bu tür insanların durumunu psikolojik sağlamlık kavramı ile ifade edilmektedir.

Psikolojik sağlamlık, belli bireylere özgü bir özellik değildir. Her bireyin sahip olduğu bir özelliktir.

Problemli durumlarla nasıl başa çıkabileceğini bilen herkes, güç durumların ardından normal hayatına geri dönebilir.

Günlük yaşamda bizleri etkileyebilen birçok olaylarla karşılaşabiliriz. Yaşamda zorluklar vardır ve bu gerçekliği değiştiremeyiz. Ne kadar zengin, akıllı, başarılı olursak olalım acıdan kaçamayız. Bu zorlukları Mikro ve makro zorluklar olarak ikiye ayırabiliriz. Mikro zorluklar daha kişisel ve aile hayatınızda yaşadığımız zorluklar olacak makro zorluklar daha toplumsal bir pandemi Zorluklarla baş etmenin 1. Yolu onları Kabullenmekten geçer. Bir yakınınıza yaşadığı bir acıyı anlatmasını isteseniz anlatırken sanki yaşıyormuş gibi anlatır. Yaşadığımız acılar kaybolmuyorsa çözüm ne? Bazılarımız için bu zorluklar insanlar psikolojik probleme dönüşür. Bazılarımız ise bu zorluklarla ruhumuzun taşıma kapasitesi artıyor. Yaşadığımız zorlukları doğru yorumlayıp doğru konumlandırırsak psikolojik sağlamlığımız gelişiyor.

Beden ve ruhun alarm sistemi var. Bazen psikolojik kaynaklı bedensel problemler olabiliyor. İnsanın kendi problemlerini değerlendirmesi sadece şimdi ile ilgili değil. Düşünce alışkanlıklarımızın birçoğu geçmişte yaşadığımız şeylerle çok bağlantılı. İçine doğduğumuz aile, küçük ya da büyük travmalarımız, okul hayatımızdaki başarı başarısızlıklar, zorbalıklarımız bizim düşünce yapılarımızı oluşturuyor. Bunlar bazen sağlıklı, bazen sağlıksız oluyor. Çoğu insan bu sağlıksız inançları gerçek sanıyor.

Acı ile acı çekmek birbirinden farklı kavramlardır. Acı hayatta vardır, acı çekmek ise opsiyoneldir. Zaman zaman hepimizin kendimizi kurban ve mağdur gibi görme eğilimlerimiz olabilir. Ancak önemli olan, tekrar var olan yaşam rutinimize geri dönebilmektir. Psikolojik sağlamlık, olumsuz koşullardan etkilenmeme değildir. Aksine bu koşullara rağmen, normal yaşam rutinine geri dönebilmektir. Her insan gerekli bireysel özellikleri (empati, stresle baş etme, problem çözme, stres yönetimi, otonomi, iyimser-gerçekçi düşünme) geliştirdiği takdirde tüm zorlu koşullardan kahraman olarak çıkabilmektedir. İnsanların yaşamlarında karşılaştığı güç durumlar karşısında baş edebilmeleri için bazı koruyucu faktörler vardır. Bunlar bireylerin ceplerinde taşıdığı ekstra bonuslardır. Zekâ, mizaç, genler, etkili problem çözme, ebeveyn davranışları, özerklik, bağlanma, başa çıkma stratejileri, etkili problem çözme, iyimserlik, umut ve mizah koruyucu faktörlerden bazılarıdır. Bu faktörlerin bazıları kişinin kontrolü dışındadır (genetik faktörler gibi). Ancak bireyler, kontrol edebileceği ve geliştirebileceği özellikler sayesinde sorunları atlatabilmekte ve günlük yaşam rutinine dönebilmektedir.

Psikolojik sağlamlık, bireylerin içsel özellikleri ile birlikte sosyal ve aile yapısının etkileşim içerisinde olduğu dinamik bir yapıdır. Bu nedenle; sadece bireysel özellikler, psikolojik sağlamlığın temelini oluşturmamaktadır. Sosyal çevre ve aile yapıları da bireyleri koruyucu ve geliştirici olarak destekleyebilmektedir. Olumlu sosyal çevre ve destekleyici bir aile yapısı bireyin içinde bulunduğu güç koşullardan olumlu sonuçlar elde etmesine yardımcı olabilir. Yolda yürürken bir an ayağınız takıldı ve düştünüz. Ne yapardınız? Kendiniz mi kalkmaya çalışırsınız?

Yoksa birisinin sizi kaldırmasına mı ihtiyaç duyarsınız? Hangisini tercih ederdiniz? Bu durumda ya kendiniz ayağa kalkabilirsiniz ya da başka birinin desteğiyle kendinizi toparlayabilirsiniz. Bu örnekte görüldüğü gibi bireyler hangisini seçeceği konusunda özgürdür. Önemli olan bu seçimleri insanların yaşamlarına ne kadar uyguluyor olduğudur. Bazen kimsenin desteği olmadan problemlerle baş etmek isteyebilirsiniz. Bu durumlarda sahip olduğunuz kaynaklarınızı gözen geçirebilirsiniz. Geçmiş deneyimlerinizi gözden geçirerek benzer durumlar karşısında yaptıklarınızı düşünebilirsiniz. Deneyimleriniz size yol gösterecektir. Kendinize aşağıdaki soruları sorabilirsiniz:

Kendinizde neleri kabul edebiliyorsunuz, neleri kabul edemiyorsunuz?

Güçlü özellikleriniz ve hünerleriniz neler? Bunları nasıl büyüttünüz? Şimdi nasıl kullanıyorsunuz?

El üstünde tuttuğunuz ilişkileri kimlerle yaşıyorsunuz? Sizi nasıl destekliyorlar? Siz onları nasıl destekliyorsunuz?

Hayatınızda neyin gelişmesini istersiniz?

Başarmak istedikleriniz neler?

 

6 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ÇOCUKLARDA PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK

ÇOCUKLARDA PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK KORUYUCU FAKTÖRLER Bireylerin ve toplulukların psikolojik sağlığına destek olması için kişisel özelliklerini ve eğilimlerini anlamaya çalışmak pozitif psikoloji yaklaşı

EVDEKİ ERGENİ ANLAMAK VE HOŞGÖRÜLÜ KALMAYI BAŞARABİLMEK

Yalnız kalmak istiyorum! Hiç kimse beni anlamıyor! Herkes benim gibi giyiniyor! “Ben artık çocuk değilim!” Evinizde bu cümleler sıkça duyuluyorsa, çocuğunuz gelişim dönemlerinden en zorlayıcı olan erg

SİZLERDEN GELEN YORUMLAR

g..... 28 Ekim 2020 Oğlumun ergenliğe giriş döneminde başa çıkmakta güçlük çektiği, ebeveyn olarak benim de zorlandığım konuları daha net görmemizi sağlamanın yanında, çözüm odaklı yaklaşımıyla hem bu

bottom of page