top of page

EVDEKİ ERGENİ ANLAMAK VE HOŞGÖRÜLÜ KALMAYI BAŞARABİLMEK


Yalnız kalmak istiyorum!

Hiç kimse beni anlamıyor!

Herkes benim gibi giyiniyor!

“Ben artık çocuk değilim!”

Evinizde bu cümleler sıkça duyuluyorsa, çocuğunuz gelişim dönemlerinden en zorlayıcı olan ergenlik dönemine girmiş demektir. Anne baba olarak ergenlik döneminde olayların kontrolünü nasıl elinizde tutacağınızı ve olaylarla nasıl başa çıkmanız gerektiğini ve ne zaman oluruna bırakmanız gerektiğini bildiğiniz takdirde, bu dönem keyifli bir dönem olarak yaşanabilir.

Ergenlik dönemi, gelişim dönemlerinin en zorlayıcısı olabilir.

Ergenlik, çocukluk ile yetişkinlik arasındaki geçiş dönemidir. Çocuktan çocuğa değişmekle birlikte 11 ile 14 yaş arasında başlar ve 8 ile 10 yıl arası sürer. Bu dönem çocuğun, fizyolojik anlamda cinsel gelişimlerinde, bilişsel anlamda zihinsel gelişimlerinde, sosyal anlamda toplumsal rollerinde ve benlik kavramlarında ciddi değişikliklerin olduğu bir dönemdir. Çocuğun duyguları yoğun ve inişli çıkışlıdır ayrıca davranışları da çocukluk dönemlerinde gösterdiklerinden farklıdır, hoşgörülü ve uyumlu çocuğunuzun yerini daha saldırgan, umursamaz ve öfkeli biri alabilir.

Tuhaf giyim tarzları, saç şekilleri, dinledikleri müzik, ilgi alanları ve arkadaş olarak seçtiği kişiler sizi kaygılandırabilir. Ancak çocuk bunu yaparken “bireyselliğini” yani kendi kişiliğini ortaya koymaya çalışmaktadır. Ergenin isyankarlığı aileyi rahatsız eder ama ergenin bu tür davranışları hiç göstermemesi farklı bir birey olma çabasına girmemiş olduğunu gösterir ki bu da gelişiminde bir sorun var demektir. Değişim ve asilik büyümenin doğal bir parçasıdır.

Ergenlik dönemine giren çocuklara karşı ebeveynlerin daha hoşgörülü ve sabırlı davranmaları gerekebilir.

Ergenlik dönemindeki çocuğun kafasında geleceğe dair pek çok soru işareti vardır. Nasıl bir insan olmak istediği, hangi mesleğe sahip olmak istediği, kız- erkek arkadaş ilişkileri ve aile bireyleri ile ilişkilerini değerlendirdiği bir dönemdir. Bu dönemde gencin hayalleri, arzuları vardır ve birçok şeyi başarmak ister. Bu dönemde genç ilgi alanları doğrultusunda spor, sanat, hobilere zaman ayırırsa hem özgüveni ve yaşam doyumu artar hem de kendisiyle ve etrafındaki insanlarla uğraşmayı bırakır. Özgüven sahibi bir birey olmanın temelleri bu dönemde atılır.

KURALLARIN ÖNEMİ

Ebeveynlerin, kuralları koyarken, çocuğun bütün yaş dönemlerinde kararlı olması, sınırlarının net olması büyük önem taşır. Çağımız “z” kuşak çocukları genelde isteklerinin olması konusunda ısrarcı tavırlar sergilemeyi severler. Anne-babalarının “hayır” dedikleri durumu “evet”e dönüştürmek için mücadeleye girebilirler. Bu gibi durumlarda “hayır”ların “evet”e dönüşmemesi çocuğun sınırları öğrenebilmesi ve kişilik gelişimi için oldukça önemlidir.. Koyduğunuz kurallara uyup uymadıklarını her an kontrol etmeniz mümkün değildir ancak kuralları çiğnemeleri halinde, yalnız olduğunuz bir ortamda yaptığı yanlış davranış uygun bir dille kendisi ile konuşulmalıdır. Çocuğunuza kurallara sadece çevrelerinde siz varken uymasının yeterli olmayacağını, kurallara her koşulda uyulması gerektiğini anlatmanız gerekir. Ergenler koyduğunuz kurallara karşı gelebilir veya uymamak için direnç gösterebilirler. Yine de kurallar nerede durmaları gerektiğini gösterdiği için kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacaktır.

ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ ÇOCUĞUNUZLA İYİ İLİŞKİ KURABİLMENİZ İÇİN NELER YAPMANIZ GEREKİR?

Çocuğu ailenin bir parçası olarak hissettirmek büyük önem taşır. Aile ile ilgili kararlar alırken çocuğu da bu karar sürecine dahil etmek kendisine verilen önemi ve değeri hissetmesini sağlar. Çocuk ev içinde anlaşılmadığını, kendisiyle ilgilenilmediğini düşünürse odasında daha fazla vakit geçirir ve aileden uzaklaşır. Ailece birlikte zaman geçirmeye özen gösterin. Aile bireyleri arasındaki paylaşım aile içindeki iletişimi güçlendirecektir.

Çocuklarınızla konuşun. İlgi alanlarını, dinledikleri müziği, seçtikleri arkadaşlıkları onaylamasanız da bunları neden seçtiklerini anlamaya çalışın, siz ona kulak verdikçe sizinle daha çok şey paylaşacaktır. Arkadaşları hakkında olumsuz yorum yapmak yerine onları tanımaya çalışın. Konuşurken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, onları yargılamadan dinlemenizdir. Konuşmanızın amacı onu anlayabilmektir, “Sen nereden bileceksin?” ya da “Ne kadar saçma bir düşünce!” şeklindeki yorumlarınız bir daha size hiç bir şey anlatmamalarına neden olabilir.

Bu dönemde ergenin fark edilme ve takdir edilme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde gideremeyen ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını giderebilir. Bu nedenle çocuğunuzun evde desteklendiğini, onaylandığını ve kabul gördüğünü hissetmesi önemlidir.

EVDE HOŞGÖRÜLÜ BİR ORTAM YARATMAK İÇİN..

Ergen çocuklarla annelerin arasında yaşanacak ilişki, çatışma yerine daha sıcak ve hoşgörülü bir ilişkiye dönüşebilir.

Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Arzu Önal, bu süreçte sorunları aşmak için arkadaş olmaya çalışmak yerine onu anlamanın ve yol göstermenin daha önemli olduğunu belirterek, "Bunu sağlayabilmek için de, öncelikle onlarla iletişim kurabilmek gerekiyor" dedi.

"Odama girme!", "Karışma!", "Senin zamanını unut anne!" , "Offff senin nasihatlerin günümüzde geçerli değil."… En iyi onlar yapıyor, en doğruyu onlar biliyor… Bu cümleler ergen çocuğu olan annelere tanıdık gelebilir. Egolarının çok yüksek ama bir o kadar da çok kırılgan oldukları bu dönemde, ergenle iletişim hiç de kolay değil.

Çocukluktan çıkmaya çalışan, fakat dönem dönem gelgitler yaşayan ergen, anneyle sağlıklı iletişim kuramamışsa okul ve arkadaşlık ilişkilerinde de zorlanabiliyor. Anne ve babadan uzaklaşmak isterken aslında 'aidiyet' duygusuna da ihtiyaç duyan ergen yalnızlık ve melankoli duygularına sürükleyebiliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Arzu Önal, bu süreçte sorunları aşmak için arkadaş olmaya çalışmak yerine onu anlamanın ve yol göstermenin daha önemli olduğunu belirterek, " Bunu sağlayabilmek için de, öncelikle onlarla iletişim kurabilmek gerekiyor" diyor.

ERGEN KIZ- ANNE İLİŞKİSİ

Anneden uzaklaşan da var, rekabet eden de…

Ergenlik döneminde kız çocukları ebeveynlerinden kopmaya ve bireyselleşmeye çabaladıkları için bu dönemde anneden biraz uzaklaşmak isteyebiliyor. Anneler genellikle kuralları hatırlatan kişi oldukları için arkadaşlarına yönelebiliyor. Ayrıca kuşak farkı da önemli bir etken. Onlara göre anneler günümüzün modasını, çağımızın sunduğu teknolojik gelişmeleri bilmezler; kendi gençlik döneminde takılı kalırlar. Kimi ergen kızlar, özellikle de kendine ve fiziğine güvenmeyenler, anneleri zayıf, güzel ya da bakımlıysa, onu kendilerini rakip olarak görebiliyor veya kıskanabiliyor. Ve annesiyle rekabet içine girebiliyor. Tüm bunların sonucunda da iletişim problemleri yaşanmaya başlıyor.

ERGEN ERKEK – ANNE İLİŞKİSİ

Annesiyle sorunu olan, sevgilisiyle problem yaşayabiliyor

Ergenlik dönemine özgü ayrılma ve bireyselleşme kızlarda olduğu gibi erkek ergenler için de geçerli. Erkek ergenler aşırı müdahale eden ve kendisine özel alan yaratmasına izin vermeyen anneleriyle ciddi fikir çatışmasına girebiliyor. Onu anlamadığını düşünen genç artık annesiyle bir şeyler paylaşmaktan vazgeçebiliyor. Anneyi tabulaştırma eğilimi de ergen erkeklerde görülen bir başka sorun. Anneyi tabulaştıran genç erkek, onun babası dahil başka biriyle yakınlaşmasını kabullenmekte zorlanabiliyor.

Anneyi sahiplenme, hatta "ben varım ya, kimseye ihtiyacın yok" gibi söylemlerle sık karşılaşılıyor. Bu genellikle eşler arasında sorun yaşanan ailelerde görülüyor. Karşı cinse ilk bakış açısı, anne ile olan ilişkiyle başlıyor. Anne ile yaşanan sorunlar kız arkadaş ile ilişkili sorunlara neden olabiliyor. Annesi ile ilişkisinde sorun olan ergenlerde "kızlar çok aptal, nefret ediyorum" gibi cümleleri sıkça duyuluyor. Ergenin annesiyle ilişkisinde sorun varsa, karşı cinse daha temkinli ve dikkatli yaklaşıyor. Bu nedenle annenin erkek çocuklarıyla olan ilişkilerini sağlıklı tutması da çok önemli. Hayatlarına fazla müdahale etmeden ve belirli bir sınırda ilişki kurmayı başarabilen annelerin erkek çocukları arkadaş ilişkileri ve özellikle kız arkadaşları ile olan ilişkilerinde daha uyumlu olabiliyor.

"Ergen çocukla sağlıklı ilişkiyi devam ettirmek ve sınırları korumak çok önemli." diyen Psikiyatri Uzmanı Arzu Önal sözlerine şöyle devam ediyor: "Çünkü yapılan araştırmalar anne baba ilişkileri daha sağlam olan ergenlerin özgüvenlerinin yüksek olup, istemedikleri şeylere daha rahat 'hayır' diyebildiklerini ortaya koymuş.

ERGEN ÇOCUĞUNUZLA İLETİŞİM KURABİLMENİZİN 4 PÜF NOKTASI

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Arzu Önal, annelerin ergen çocuklarıyla nasıl iletişim kurabileceklerini şöyle sıralıyor:

•Eleştirmek yerine, dinleyin: Ergen çocukları eleştirmeden ve kızmadan dinleyebilmek çok kolay değil kuşkusuz. Ama siz yine de sağlıklı iletişim kurabilmek için çocuğunuzu eleştirmek ve sürekli yapması gerekenleri söylemek yerine, onu dinleyin. Bu süreçte bir sonraki cümlenizi düşünmek yerine ne dediğine ve ne demek istediğine odaklanın. Uzun cümlelerden kaçının ve konuşmanızın karşılıklı devam ettiğinden emin olun.

•Aynı dilde konuşun, jargonlarını öğrenin: Farklı dilde konuştuğunuz takdirde, zaten 'beni anlamıyor' demeye fazlasıyla meyilli olan çocuğunuz, bu durumda anlaşılamadığını düşünerek iletişimi kesebilir. Dolayısıyla çocuğunuzla aynı dilde iletişim kurmaya çalışın.

•Ortak ilgi alanları bulun, birlikte yapın: Çocuğunuzun ilgisini çekebilecek aktiviteleri keşfedin ve ona bunları birlikte yapmayı teklif edin. Örneğin ona dans veya herhangi bir spora ya da başka bir aktiviteye birlikte katılmayı önerebilirsiniz. Veya çok sevdiği bir müzik grubunun konserine, festivale birlikte gitmeyi teklif edebilirsiniz.

•Teknolojiyi yakından takip edin: Malum, devir teknoloji devri. Tabii ki çocuğunuz kadar teknolojiyle içli dışlı olmanız zor ve gerekli de değil. Ama en azından gençlerin sıkça kullandıkları selfie - Instagram, Facebook, Twitter, Play Station oyunları gibi başlıklar konusunda bilgi sahibi olun. Bu çocuğunuza bir adım daha yakınlaşmanızı sağlayacaktır.

KAYNAKÇA:

5 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ÇOCUKLARDA PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK

ÇOCUKLARDA PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK KORUYUCU FAKTÖRLER Bireylerin ve toplulukların psikolojik sağlığına destek olması için kişisel özelliklerini ve eğilimlerini anlamaya çalışmak pozitif psikoloji yaklaşı

YETİŞKİN BİREYLERDE PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK

YETİŞKİN BİREYLERDE PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK Psikolojik Sağlamlık, Pozitif Psikolojinin bir olgusu; esneklik, dayanıklılık ve yılmazlık anlamlarına da gelmektedir.  Öncelikle bir  özgeçmiş taraması yapara

EVDEKİ ERGENİ ANLAMAK VE HOŞGÖRÜLÜ KALMAYI BAŞARABİLMEK

Yalnız kalmak istiyorum! Hiç kimse beni anlamıyor! Herkes benim gibi giyiniyor! “Ben artık çocuk değilim!” Evinizde bu cümleler sıkça duyuluyorsa, çocuğunuz gelişim dönemlerinden en zorlayıcı olan erg

bottom of page